Mikotoksinler
MİKOTOKSİNLER
Mikotoksinlerin oluşturdukları toksisite tablosuna “Mikotoksikoz” denir.
“Ergotizm”
“ATA” (Alimentary Toxic Aleukia)
“Stibotrikoz”
“Turkey-X-disease”
“Balkan endemik nefropatisi”
Günümüzde 300 kadar mikotoksin bulunduğu bildirilmiştir. Bunlardan en sık karşılaşılanları;
Aflatoksin, Okratoksin A,
Trikotesen, Zearalenon, Fumonisin ve Patulindir.
AFLATOKSİNLER
Aspergillus flavus ve A. parasiticus küflerinin sekonder metabolitleridir.
Karsinojenik, teratojenik ve mutajenik etkilidir. Aflatoksinler, IARC’ye göre “Grup I” karsinojen olarak değerlendirilir.
Kimyasal olarak; difurokumarosiklopentanon ve difurokumarolakton olarak olarak 2’ye ayrılabilirler. İlk grupta AFB1, AFB2, AFB2a, AFM1, AFM2, AFM2a yer alırken diğerini AFG1, AFG2, AFG2a, AFGM1, AFGM2, AFGM2a ve AFGB3 oluşturur.
Etki güçlerine göre azalan sıralama
AFB1>AFG1>AFB2>AFG2 şeklindedir.
Aflatoksinler arasında en potent hepatokarsinojenik ve en toksik olan AFB1’dir.
Tablo I : Bazı aflatoksinlerin ördek yavrularındaki LD50 değerleri
Aflatoksinlerin Kimyasal Yapıları (I)
Aflatoksin G2
Aflatoksinlerin insan ve hayvanlarda oluşturduğu akut ve kronik seyirli mikotoksikoza “Aflatoksikoz” denir.
Ancak sadece “ekzo epoksit” DNA ile reaksiyon gösterir. Hem ekzo hem de endo epoksit glutatyon transferaz (GST) tarafından katalizlenen glutatyon konjugasyonu için substrattırlar. Dolayısıyla glutatyon tüketicisidirler.
Aflatoksin Metabolizmasının Ana Basamağı
Aflatoksin-Epoksit Formunun Endo ve Ekzo Şekilleri
Aflatoksinlerin Toksik Etkileri
Hepatotoksisite
Hepatokarsinojenite,
Nefrotoksisite,
Teratojenite,
İmmün sistemin bozulması,
Büyümenin yavaşlaması
Besin maddelerinden azalması olarak sayılabilir.
Ayrıca, Tayvan’da bir vakada Reye sendromu görülmüş ve bunun aflatoksin maruziyetine bağlı olabileceği rapor edilmiştir. Reye sendromu, kusma, hipoglisemi, konvülsiyonlar, hiperamonemi, koma ve diğer akut semptomlarla karekterize bir hastalıktır.
Akut aflatoksikozda da aynı bulguların görülmesi bu görüşü desteklemektedir. Aynı şekilde Yeni Zelanda’da da iki Reye sendromlu vakanın dokularında aflatoksine rastlanmıştır.
Aflatoksin B1 Molekülünün Toksisite Mekanizması
Çeşitli Avrupa Ülkeleri ve ABD (Amerika Birleşik Devletleri) İçin Gıdalardaki Maksimum Limitleri (I)
Çeşitli Avrupa Ülkeleri ve ABD (Amerika Birleşik Devletleri) İçin Gıdalardaki Maksimum Limitleri (II)
Çeşitli Avrupa Ülkeleri ve ABD (Amerika Birleşik Devletleri) İçin Gıdalardaki Maksimum Limitleri (III)
Çeşitli Avrupa Ülkeleri ve ABD (Amerika Birleşik Devletleri) İçin Gıdalardaki Maksimum Limitleri (IV)
Çeşitli Avrupa Ülkeleri ve ABD (Amerika Birleşik Devletleri) İçin Gıdalardaki Maksimum Limitleri (V)
1.3, 5.8 ve > 70µg /kg/vücut ağırlığı/gün AFB1’e yaşam süreci boyunca maruz kalmış erkek fisher sıçanlarının, erkek wistar sıçanlarının ve erkek C57BL farelerinin TD50 değerleri için bir çalışma yapılmıştır. Aflatoksin B1 hepatokarsinojenitesine türler arası duyarlılığın değişimi izlenmiş, diyetle alınan yüksek miktarlara sıçanların en duyarlı, farelerin ise en rezistan olduğu gözlenmiştir.
Yine bir başka çalışmada, fisher sıçanları ile Syrian golden kobayları karşılaştırılmıştır. Fisher sıçanlarına 1mg/gün AFB1 ile muamele edilmiş (5 gün/hafta, 6 hafta) ve tamamında hepatoselüler kanser 46 haftada ortaya çıkmasına karşın 2 mg/kg/gün (5 gün/hafta, 6 hafta) dozda muamele edilen kobaylardan yalnız birinde 78 haftada hepatosellüler kanser gelişmiştir.
AFB1 alan hayvanlarda karaciğerde DNA hasar düzeyi, spesifik türlerin duyarlılıkları açısından kalitatif olarak değerlendirilmiş ve buna göre karaciğerde AFB1 –DNA
bağlanma düzeyi azalan sıralaması
Sıçan > Afrika domuzu > Kobay > Fare şeklinde tespit edilmiştir.
Bu veriler diğer çalışmalarla da uyum göstermiş, AFB1-DNA katım düzeyleri sıçanlarda Afrika domuzundan 1.5 kez, kobaylardan 3 kez, farelerden ise 40-600 kez yüksek bulunmuştur.
Ayrıca, tür içindeki genç örneklerin, metebolizma hızlarının farklı olması nedeniyle daha duyarlı olduğu görülmüştür.
Ülkemizde Yapılan Çalışmalar
Yerel Gazetelerde Mikotoksinlerle İlgili Yer Alan Haberler
…