Fonksiyonel Gıdaların Yaşamımızdaki Yeri ( Prof.Dr. Semih ÖTLEŞ )
FONKSİYONEL GIDALARIN YAŞAMIMIZDAKİ YERİ BİTKİSEL DESTEKLERİN DOĞRU KULLANILMASI
FONKSİYONEL GIDA NEDİR?
Uluslararası Gıda Enformasyon Konseyi (IFIC- The International Food Information Council) fonksiyonel gıdaları, temel beslenmenin ötesinde sağlığa ilişkin yararlar sağlayabilen gıdalar olarak ifade etmektedir.
Fonksiyon gıda teriminin doğum yeri Japonya’dır.. Dünyada bu tip gıdaları tanımlamak için birçok terim kullanılmaktadır. Bunlar arasında; nutrasötikler (nutraceuticals), düzenleyici gıdalar (designer foods), farmagıdalar (pharmafoods), tıbbi gıdalar (medifoods) ve vitafoods sayılabilir.
Farklı fonksiyonel gıdaların işlevleri:
▪Gelişme ve büyüme
▪ Temel metabolik proseslerin düzenlenmesi
▪ Oksidatif strese karşı savunma
▪ Kardiyovasküler fizyoloji
▪ Gastrointestinal fizyoloji
▪ Algılama, hatırlama ve mental performans
▪ Fiziksel performans ve egzersiz
Fonksiyonel gıdaların özellikleri
✓ İlaç, kapsül veya herhangi bir diyet desteği formuna olmamalı
✓ Bilim dünyası tarafından etkileri onaylanmış olmalı
✓ Beslenme bakımından yeterli olmanın yanısıra, vücutta bir veya birden fazla fonksiyon üzerine iyi olma halini sağlama ve/veya hastalık riskini azaltma gibi olumlu etkilere sahip olmalı
✓ Normal gıda tüketim modelinin bir parçası olmalı
YAŞLILIKTA FONKSİYONEL GIDA KULLANIMI
● Yaşlılıkta özellikle ; kalp-damar sağlığı,kandaki lipit ve kolesterol düzeyi, diyabet hastalığı, kolon sağlığına katkıda bulunabilecek fonksiyonel gıdalar oksidatif strese karşı antioksidant kullanımı, algılama, hatırlama gibi beyin fonksiyonlarını geliştirmeye ,fiziksel aktiviteye yardımcı olabilecek fonksiyonel gıdalar tercih edilmektedir.
FDA TARAFINDAN İZİN VERİLEN SAĞLIK İDDİALARI BAZI FONKSİYONEL GIDALARA VE NÜTRASÖTİKLERE ÖRNEKLER :
Echinacea (Ekinasya) : Soğuk algınlığı, nezle, grip ve üst solunum yolları rahatsızlıklarını önleyici,bağışıklık sistemini güçlendirici olarak kullanılmaktadır. Sistematik olarak bu rahatsızlıkları önlediği kanıtlanmıştır ; ancak tedavi edici özelliği konusunda çalışmalar yetersizdir.
Ginseng : Çin tıbbında, enerji sağlayıcı genel bir tonik olarak kullanılır. Ancak son yıllarda yapılan çalışmalarda fiziksel performansı etkileyecek bulgulara pek rastlanmamıştır.
BAZI FONKSİYONEL GIDALARA VE NÜTRASÖTİKLERE ÖRNEKLER :
⦿ Ginkgo :Bunama,hafıza bozukluğu gibi rahatsızlıklarda kullanılmaktadır. Yapılan bazı çalışmalarda Alzheimer hastalığında % 3 oranında etkili olduğu saptanmıştır ; ancak daha fazla çalışmaya gereksinim vardır.
⦿ St. John’s wort(Sarı Kantaron) :Depresyona olan etkilerinden dolayı kullanılmaktadır. Bu etkisi sistematik olarak kanıtlanmıştır ; ancak bazı çalışmalarda major depresyona faydalı olmadığı saptanmıştır.Son yıllarda antidepresan etkilerinden dolayı popülarite kazanmıştır. Bitkiden hazırlanan yağlı maseratın yara iyileştirici etkisi çok uzun zamandır bilinmektedir.
●CHLORELLA(KLORELLA) :
Diyet ve beslenme uzmanlarının gözlemleri üzerine Chlorella :
*Bedensel ve beyinsel fonksiyonların çalışmasına yardımcı olarak,
*Yıpranmış ve hasar görmüş doku hücrelerinin tedavisinde,
*Tansiyon dengeleyici olarak,
*Her çeşit, İç ve dıştaki yaraların tedavisinde onarıcı olarak,
*Kanı sulandırması nedeniyle kalp ve damar sağlığı açından önemlidir.
*Mide ve Bağırsakları normal tempoda çalıştırarak şişkinliğin ortadan kalkmasında,
* ANTİOKSİDAN etkisiyle Birikmiş ve Depolanmış toksin v.b’lerin idrar ve ter yoluyla ile dışa atılmasına,
*Bilhassa vücudun bağışıklık ve direnç sistemini güçlendirerek, mevcut ya da kısmi hastalıklara karşı korunma amaçlı,
*Yüksek bitkisel PROTEİN içeriği ile VEJETERYANLAR için çok önemli bir besin kaynağıdır.
*Hiçbir bitkide bol miktarda bulunmayan KLOROFİL,ve özellikle “ B12,Beta-Kroten,Omega-3,C-E” vitaminlerinin yanı sıra Makrominerallari içeren, günlük protein miktarının %95’lik kısmını karşılayan zengin içeriğiyle,
*Beyne oksijen gönderen ve ansiklopedilerde yer alan tek bitki olma ünvanına sahiptir.
Sarımsak :Hayvan deneyleri ile klinik deneylerde sarımsağın damar sertliğini tedavi edici, tansiyon düşürücü ve bilhassa LdL (Low density lipoproteins) kolesterolü, yani kötü kolesterolü, düşürücü etkileriyle, sindirim sistemi rahatsızlıklarını önleyici etkileri gösterilmiştir
Sarımsak, etkin madde olarak. Kükürtlü organik bileşikler veya tiyosülfinatlar içerir. Sarımsağın antimikrobiyal, antifungal, antiviral, hipokolesterolemik, hipotansif ve antioksidan etkilerinden özellikle allisin’in sorumlu olduğu gösterilmiştir.
Yeşil Çay Amino Asidi: L-THEANINE
Yeşil çaya nörolojik aktiviteyi kazandıran maddenin L-Theanine amino asidi olduğu yapılan çalışmalarla ortaya konmuştur.L-Theanine, kuru çay yapraklarında %1-2 oranında bulunan serbest bir amino asit ve çaya karakteristik tadını veriyor. Hafıza ve öğrenme kabiliyetinin gelişimini sağlayabilecek özellikler gösterebilir.
L-Theanine, uyku haline neden olmadan fiziksel ve mental rahatlama sağlayabiliyor ve genel olarak ilk stres işaretleri görülmeye başlandığı zaman kullanılmaya başlanması tavsiye ediliyor ve stresin zararlı etkilerini hafifletmeye yardımcı oluyor.Ancak yeşil çayın kansere karşı etkilerini kanıtlayan bir çalışma henüz yapılmamıştır.
Beta karoten: Yapılan bazı araştırmalar sonucunda beta karotenin yaşlanmaya bağlı akciğer fonksiyonlarının azalmasına karşı yardımcı olabileceği bulunmuştur. Ayrıca başka bir antioksidan olan E vitamininin de beta karoten ile birlikte sigara kullanımına bağlı akciğer fonksiyonlarının azalmasına karşı koruma sağladığı saptanmıştır.
Akciğer sağlığında beta karotenin faydaları olmasına karşın araştırmacılar yine de akciğer sağlığın devamlılığı için beta karotenin tek başına yeterli olamayacağını ekleyerek, antioksidan karışımlarca ve çok renkli bitkisel gıdalarca zengin sağlıklı bir diyeti öncelikle tercih etmenin önemini vurgulamışlardır.
Önceleri yumurta sarısından elde edilen Lesitin, daha sonra soya fasulyesinden elde edilmeye başlanmıştır ve günümüzde en yaygın kullanılan Lesitin kaynağı soya fasulyesidir. Lesitinin çokça bulunduğu diğer kaynaklar ise sakatat ve kırmızı et gibi kolesterol ve yağdan zengin gıdalardır. Lesitin, kolesterol metabolizmasındaki ve kolesterolün kan dolaşımı boyunca taşınmasındaki rolleri dolayısıyla kardiyovasküler hastalık riskinin düşürülmesinde önemli bir faktördür. Klinik çalışma sonuçları, Lesitinin çoklu doymamış yağ asitlerini destekleyerek, kolesterolün bağırsaklardan emilimini azaltarak, kolesterolün ve safra asitlerinin atılımını arttırarak ve diğer biyokimyasal etkilerinin yanında lipoproteinler üzerine etkilerinden dolayı kardiyovasküler sistem üzerinde koruma sağladığını açıkça göstermektedir.
Lesitinin yeterince alınamadığı durumlarda karaciğerde yağ birikimi başlayabilir. Lesitin, karaciğerin normal fonksiyonlarının devam etmesi için gerekli besin maddelerinden biridir. Ayrıca, hayati fonksiyonlarımızın devamlılığı için gerekli olan asetilkolin adlı sinir iletiminden sorumlu olan maddenin üretimi için de Lesitin gereklidir. Pek çok klinik çalışma, Lesitin eksikliğinin hafıza sorunlarının oluşumunda rol aldığını göstermiştir.
Soya İsoflavonları: (soya fasulyesinde bulunan ve molekül olarak östrojene benzeyen bileşim) :Günlük 38 mg soya isoflavonlarının diyete eklenmesinin menopozal semptomları anlamlı ölçüde azalttığı bulunmuştur. Super Concentrated Izoflavonların postmenopozal dönemdeki kadınlarda geleneksel hormon replasman tedavilerine alternatif olarak kullanılabileceğini düşündürmektedir; ancak soya konusunda yapılan başka bir araştırmada, soya izoflavon içeren hapları kullanan kadınların göğüslerinde daha fazla sayıda hücre gelişmesi izlendi. Soya izoflavon içeren haplar henüz test edilmediği için uzun vadede ne tür sorunlara yol açacağı bilinmiyor.
Bilberry (Yaban mersini ) : Güçlü bir antioksidan olarak bilberry dolaşım sistemi, gözler, beyin ve kalp sağlığına yardımcıdır. Bilberry meyvaları, kılcal damarların esnekliğini arttıran ve kan akımını çoğaltan bir flavonoid içerir. Araştırmalar standardize bilberry ekstresinin görme fonksiyonlarını iyileştirdiğini ve görme bozukluklarını azalttığını ortaya çıkarmıştır.
Dr. Quick’s Milk Thistle (Meryem Ana dikeni) : Karaciğer hücrelerini koruyucu ve onarıcı bir flavonoid olan Silymarin, Deve dikeni bitkisinde zengin olarak bulunmaktadır.Silymarin, karaciğer toksinlerinin hücre içine girmesini önleyerek karaciğerin zarar görmesini engellediği araştırmalar sonucunda belirlenmiştir. İlaçların ve kimyasalların karaciğere vereceği zararı baskıladığı klinik çalışmalarda belirlenmiştir. Özellikle sigara, alkol ve ilaç (kemoterapi) kullanımında ve hava kirliliği olan yerlerde yaşayan kişilere beslenme desteği olarak tavsiye edilir.
Noni bitkisi : Polonya, Çin, Hindistan gibi ülkelerde 2 bini aşkın yıldır kullanılan Noni’nin halk içinde “eskilerin Aspirin’i” olarak anıldığı belirtiliyor.
Noni bitkisinin içerdiği kseronin ve prokseronin maddeleri antidepresif etki gösterir, neşe ve keyif verici olan endorfin salgısının üretimini sağlarlar. Eklem iltihaplarında görülen ağrıları dindirirler. Kseronin maddesi bir de iltihapları önler, antiallerjik etki gösterir ve organizmanın bakteri ve virüslere karşı direncini arttırır. Skopoletin maddesi tiroit bezinin çalışmasını kolaylaştırdığı gibi seratonin ve melatonin miktarını arttırır.Noni meyvesi bağışıklık sistemini güçlendirir, stresi azaltır ve uykuyu düzenler. Kontrolsüz hücre bölünmesini engelleyerek kansere karşı koruycu bir etki gösterir.
Lingzhi :
Lingzhi, Japonya’da tümörlerin gerilemesiyle sonuçlanan araştırmalardan ve kemoterapi tedavisini destekleyici özelliğinden dolayı kansere karşı etkili olduğu kanıtlanan tek doğal destek ilan edilmiştir. Lingzhi radyoterapi ve kemoterapinin yan etkilerini azaltmak; veya elimine etmek için tedavi öncesinde, sırasında ve sonrasında kullanılır. Saç dökülmesi, bulantı, kusma, ağız iltihabı, boğaz ağrısı ve iştah kaybı gibi yan etkilerin azalmasına yardımcı olur.
İçindeki kanın oksijen taşıma kapasitesini arttıran bileşenler(Polisakkaritler, germanyum) ve güçlü anti-oksidanlar ile kan basıncını düşürücü ve sinirsel gerilimi azaltıcı etkileri Lingzhi’nin tarihi ününün başlıca nedenleridir: Lingzhi tarih boyunca gençleşmek için kullanılmıştır. Lingzhi’nin(Ling zhi) Çince’deki kelime anlamı da zaten ölümsüzlük mantarı’dır.
Sözü edilen bitkisel maddelerin bir kısmını diyetle, yediğimiz gıdalarla alabildiğimiz gibi ; bunları tablet,kapsül,toz vb.. şekillerde bitkisel besin takviyeleri olarak piyasada bulabilmekteyiz.
Bitkisel destekleri kullanmadan önce muhakkak bir doktora danışılması gereklidir. Bu durum özellikle herhangi bir ilaç kullananlar için zorunludur. Çünkü bazı bitkisel desteklerin ilaç etkileşimlerine neden olduğu bilinmektedir.
●Bitkisel desteklerin “doğal” olarak etiketlenmesi kesinlikle güvenilir veya herhangi bir yan etkisi yok anlamına gelmez.
●Uygun olarak kullanılmaz veya aşırı miktarda tüketilirse sağlık problemlerine neden olabilir. Özellikle hamile ve çocuklarda bitkisel destek kullanımına oldukça dikkat edilmelidir.
● Günlük olarak tükettiğimiz gıdalar, diyetimizde bulunan besin maddeleri ve ayrıca aldığımız besin takviyeleri yaşam kalitemizi mutlaka etkilemektedir ; ancak birtakım yanıltmacalara, yanlış bilgilendirmelere kanmamalı, bu takviyelerin ilaç yerine geçemeyeceğini unutmamalı ve mucize sonuçlar yaratmasını beklememeliyiz.
…