Fındıkta Aflatoksin Analizi ( Turgut KURT )
ÜNYE TİCARET BORSASI
FINDIKTA AFLATOKSİN ANALİZİ
HAZIRLAYANLAR
TURGUT KURT HALİL İBRAHİM AKSOY
FINDIKTA AFLATOKSİN ANALİZİ
1. GİRİŞ
2. LİTERATÜR ÖZETİ
3. AFLATOKSİN HAKKINDA GENEL BİLGİ
4. AFLATOKSİNİN SAĞLIK ÜZERİNE ETKİLERİ
5. FINDIKTA AFLATOKSİN
6. MATERYAL VE METOD
6.1. MATERYAL
6.2.METOD
6.2.1. AFLATOKSİN ANALİZİ
7. BULGULAR VE TARTIŞMA
7.1. KİMYASAL ANALİZ BULGULARI VE TARTIŞMA
8. FINDIKTA AFLATOKSİNİ ÖNLEME YOLLARI
9. SONUÇ
10. KAYNAKLAR
1. GİRİŞ
Küfler bazı ürünlerin elde edilmesinde ve yine bazı gıda maddelerinin olgunlaştırılmasında kullanılmasının yanı sıra oluşturdukları toksik etkili maddelerle günümüzde üzerinde en çok durulan mikroorganizmalar arasında yer almaktadır. Doğada geniş bir dağılım gösteren küflerin parazit, saprofit ve simbiyotik olarak yaşamlarını sürdürdükleri bilinmektedir. Çok sayıda küflerin insanların sağlığını tehdit ettiği yapılan çalışmalarla saptanmıştır (Evren, 1999). Küflerin insan sağlığına etkileri 2 şekilde olmaktadır. Küflerle doğrudan temas süratiyle belirlenen hastalıklar “Mikosiz”, Mikotoksinlerle intoksikasyon sonucu oluşan hastalıklara da “Mikotoksikoz” denir. Bilinen en tehlikeli mikotoksinler ise aflatoksinlerdir (Evren, 1998).
2. LİTERATÜR ÖZETİ
Fındıkta aflatoksin ile ilgili birçok araştırma yapılmış olup, yapılan bu araştırmalardan ve kaynakların bazılarından yararlanılmıştır. Türkiye’de ilk defa, 1967 yılında Kanada’ya ihraç edilen 10 ton iç fındığın aflatoksinli olduğu gerekçesiyle iade edilmesi üzerine, bu konuda çalışmalar başlamıştır. Güney ve Vural (1968), Kanada’dan geri gönderilen bu fındıklar ile Ankara piyasasından toplanan 26 iç fındık numunesinin %20’sinde aflatoksin saptamışlardır (Sert, 1983). Yapılan bir denemede incelene kabuklu fındık örneklerinin kabuk ve iç kısımlarından toplam 72 adet A. flavus izole edilmiştir. Bunlardan 18’i besiyeri ve fındıkta, 17’si ise yalnız fındık üzerinde aflatoksin oluşturmuştur. Böylece toplam 35 izolatın toksijenik olduğu saptanmıştır. Örneklerde 2-25 mg/kg arasında değişen miktarlarda aflatoksin B1 ve G1 saptanmıştır (Evren; 1998). Fındıklarda aflatoksin gelişimi ile ilgili bir araştırmada izole edilen 130 A.flavus suşunun 85’inin toksin oluşturma yeteneğinde olduğu belirlenmiştir. Yine fındıklarda aflatoksin oluşumu ile ilgili bir araştırmada 91 suşla çalışılmış ve 80 tanesini aflatoksin oluşturduğu belirlenmiştir. Sağlam ve kabuklu fındıkta A. flavus’un penetrasyonu ve toksin oluşumu ile ilgili olarak yapılan bir çalışmada A. flavus türü küflerin sağlam kabuklu fındıkta iç taneye geçip geçmediği incelenmiştir. Fındıklarda 60 gün içinde oluşan aflatoksin miktarı 0 280.000 mg/kg (B+G) arasıda değişmiştir (Evren, 1998).
3. AFLATOKSİNLER HAKKINDA GENEL BİLGİ
Aflatoksinler,hücre veya mikroorganizma için belirli fonksiyonları olmayan sekonder metabolitlerdir. Kimyasal yapı olarak bifuran halkası ve lakton bağlantısı taşıyan yüksek yapılı “kumarin” bileşiklerdir.difurono kumarin olarakta bilinirler (Özen ve Erdem, 1990). Aflatoksinler A. flavus ve A. paraciticus cinsi küflerin belirli suşlarınca oluşturulan kanserojen etkili metabolitlerdir (Evren, 1998). Günümüze kadar tümü aflatoksin olarak kabul edilen 17 bileşik izole edilmiştir. Ancak aflatoksin terimi, genellikle aflatoksin B1, B2, G1, G2 ve M1, M2 olarak 6 ana bileşiği kapsar. Aflatoksinlerin bu şekilde adlandırmaları uzun dalga boyundaki UV ışıkta floresan yayma özelliklerine göre yapılmıştır. Mavi floresan yayan aflatoksin B1 ve B2, yeşil floresan yayan aflatoksin G1 ve G2 aflatoksin M1 ve M2 ise bunların süte (milk) geçen metabolitleridir (Özen ve Erdem, 1990).
A. flavus genelikle aflatoksin B’yi tarla aşamasında (hasattan önce) sıklıklı ürettiği halde,a. Paraciticus aflatoksin B ve G’yi üretmektedir (Topal, 1987).
…