Beslenme İlkeleri Ders Notları ( M. Mustafa EKİN )
İçindekiler
1. Beslenme Bilimi
2. Beslenme Sorunları
3. Beslenmeye Bağlı Hastalıklar
4. Doğuştan Metabolik Hastalıklarda Beslenme
5. Enerji İhtiyacı
BESLENME İLKELERİ
1. BESLENME BİLİMİ
Tarihsel gelişim içinde, insanlığın en önemli sorunlarından biri, besin ihtiyacını karşılamak olmuştur. Avcılık, araç yapımı, hayvanların evcilleştirilmesi, günümüzde olağan sayılan besinlerin üretimi, yenilebilecek duruma getirilmesi, işlenmesi, pişirilerek yenmesi yüzyıllar süren aşamalardan geçerek gelişmiştir.
1.1. Beslenme Bilimi ve İlişkili Olduğu Bilimler
Beslenme, İnsanın büyümesi, gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşamını devam ettirebilmesi için gerekli olan besin maddelerinin vücutta kullanılmasıdır. Beslenme, kuramsal ve uygulamalı bir bilim dalıdır. Biyoloji, biyokimya (hayati kimya), tıp, sosyoloji, mikrobiyoloji, tarım, hayvancılık gibi çok çeşitli fen ve sosyal bilimlerle yakından ilişkilidir.
1.2. Beslenme Biliminin Kapsamı
Beslenme bilim dalı, genel olarak beslenme ve besinlerle ilgili konuları; sağlık, toplumsal ve ekonomik yönleriyle inceler. Beslenme yalnızca fizyolojik değil aynı zamanda toplumsal bir olaydır. Beslenmenin sağlığa ve toplumsal hayatın özelliklerine uygun ve ekonomik olarak karşılanmasıyla ilgili her türlü konu, beslenme biliminin kapsamına girer. Bu bilimin çalışma alanlarının başlıcaları şunlardır: İhtiyaç duyulan besin ögelerinin; yapıları, özellikleri, vücut çalışmasındaki etkileri, ihtiyaç miktarları, kaynakları ve yetersizliğini önleme yolları Besinlerin bileşimi, özellikleri, besin değerleri, üretiminden tüketimine kadar uygulanan işlemler ve bu işlemlerin besin ögeleri ve besinlerin kalitesine etkileri, sağlık kurallarına uygunluğu. Çeşitli yaş, durum ve hastalıklarda beslenme Çeşitli yaş ve durumdaki birey ve grupların; beslenme olanakları, beslenmelerinin planlanması, gelenek, görenek, inanç ve alışkanlıkları Beslenme sorunları ve nedenleri; toplumların beslenme durumunu iyileştirici çözüm yollarının araştırılması.
1.3. Beslenme Biliminin Gelişimi
Tarihi kalıntılar, çok eski çağlardan bu yana, beslenmenin sağlıkla ilişkisinin bilindiğini göstermektedir. Milattan önce bile, belirli hastalıkların iyileştirilmesi için bazı besinlerin yedirildiği, kalıntılardan anlaşılmıştır. Tarih, açlık sorunları yüzünden yapılan göç ve savaşlarla doludur. Yerleşme yeri olarak verimli topraklar aranmış, eski büyük uygarlıklar, verimli ve suyu bol yörelerde kurumuştur. Şekil ve özelliği değişmiş olmakla birlikte, eskiden olduğu gibi günümüzde de beslenme en önemli sorunlardan biridir. Dünya nüfusunun yaklaşık dörtte biri, yetersiz ve dengesiz beslenmektedir. Bunların önemli bir kısmı açlık tehlikesi içindedir. Kötü beslenme yüzünden, açlık ve kıtlıktan ölenlerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Dünya nüfusundaki hızlı artışa karşın, besin üretiminde aynı hızda artış olmamaktadır. Nüfus artış hızına göre, besin üretiminde gerekli artış sağlanamazsa, çok daha ciddi beslenme sorunlarının ortaya çıkmasından korkulmakta ve bunlara çözüm yolları bulmak için çalışmalar yapılmaktadır. Beslenme ile sağlık arasında yakın bir ilişki olduğu eski çağlardan beri bilinmekte ise de bu alandaki bilimsel veriler ve bilgiler yenidir. Hekimlerin piri Hipokrat (MÖ 460- 377) “Besinler ilacınız, ilacınız besinler olsun.”diyerek sağlıklı beslenmeye dikkat çekmiştir. Buharalı Türk düşünürü İbni Sina(980-1037) yılın her mevsimi için ayrı ayrı besinlerin yenmesinin önemi üzerinde durmuş ayrıca aşırı yemek yemenin ve aşırı tuzlu besinler almanın zararlarını anlatmıştır.
Eskiden, yiyeceklerin yapısında tek bir besin ögesi bulunduğu sanılmaktaydı. Besinlerin bileşiminde, birden çok besin ögesi bulunduğu ancak 19. yüzyılda anlaşılmıştır. Bu yüzyılda besinlerin bileşiminde; karbonhidrat, yağ ve protein bulunduğu açıklanmış; ancak vücuttaki görevleri anlaşılamamış, bunların yalnız enerji verdikleri sanılmıştı. Besinlerin bileşiminde, karbonhidrat, yağ ve proteinden başka, minerallerin ve vitaminlerin varlığı ancak 19. yüzyılın sonlarında 20. yüzyılın başlarında ortaya konmaya başlanmıştır. 18. yüzyılda, bilim alanında hızlı gelişmeler olmuş, bu önemli gelişmeler ve buluşlar, beslenme alanına da yansımıştır. Bu yüzyıldan sonra, Iaboratuvar hayvanları ve insanlar üzerinde yapılan yoğun araştırmalarla, besinlerin yapısında karbonhidrat, yağ ve proteinden başka maddelerin de bulunduğu anlaşılmıştır. İnsan üzerinde yapılan ilk kontrollü diyet tedavisi deneyi, 1747 yılında İngiltere’de Dr.JamesLind tarafından yapılmıştır. Uzun deniz yolculuğuna çıkan gemicilerde görülen* skorbüt hastalığının turunçgillerin alınmasıyla iyileştirildiği görülmüştür. Böylece turunçgillerdeki etkin maddenin C vitamini olduğu ve skorbüt hastalığını tedavi ettiği 1930’lu yıllarda ortaya çıkmıştır. C vitamini, skorbüt karşıtı anlamına gelen askorbütasit olarak da bilinir. Beslenme alanındaki bilgiler daha çok son iki yüzyılda yapılan inceleme, deneme ve araştırmaların ürünüdür.
Son yüzyıllarda yapılan araştırmalar ve buluşlar sonucu beslenme, 20. Yüzyılda bir bilim dalı olarak gelişmiştir.
Günümüzde, beslenme bilimi alanında araştırmalar gittikçe yoğunlaşmakta ve her gün bilgi birikimine yenileri eklenmekte, insan yaşamında beslenmenin etkisi ve öneminin bilinenlerin de üzerinde olduğu anlaşılmaktadır.
1.4. Beslenme Bilimi ile İlgili Tanımlar
Yaşam boyu tüm bireylerin sağlığının korunması, geliştirilmesi, yaşam kalitesinin artırılması ve sağlıklı yaşam biçimlerinin benimsenmesi, sağlıklı yaşlanma süreci için gereklidir. Bunun için de beslenme biliminin kapsamındaki tanımların bilinmesi gerekmektedir.
1.4.1. Sağlık
İnsanın ruhen, bedenen ve sosyal yönden tam bir iyilik halinde olmasıdır.
1.4.2. Besin
Hayvan ve bitki dokularının yenebilen kısımlarıdır.
1.4.3. Besin Ögesi
Besinlerin bileşiminde bulunan ve vücutta çeşitli görevleri olan moleküllerdir
1.4.4. Yeterli ve Dengeli Beslenme
İyi beslenme anlamında kullanılır. Büyümek, gelişmek, yıpranan hücrelerin onarılması ve sağlıklı yaşayabilmek için gerekli olan enerjinin sağlanması ve tüm besin ögelerinin ihtiyacı karşılayacak miktar ve kalitede vücuda
alınarak kullanılmasıdır.
1.4.5. Yetersiz ve Dengesiz Beslenme
Yeterli ve dengeli beslenmenin tersidir; gerekli enerjinin sağlanamaması ve besin ögelerinin ihtiyacı karşılayacak miktar ve kalitede vücuda alınmamasıdır.
1.4.6. Gıda Güvenliği
Kamu sağlığını gıda tüketimi ile oluşan risklerden korumaktır.
1.4.7. Gıda Güvencesi
Tüm insanların temel hakkı olan aktif ve sağlıklı yaşama ulaşmak için; uygun fiyatta, sağlıklı, yeterli, güvenilir ve besleyici gıdalara her zaman erişebilmesidir.
1.4.8. Metabolizma
Hayatın sürmesi için hücre içinde oluşan tüm kimyasal değişmelere, metabolizma denir.
1.4.9. Sindirim
Besinleri sindirim kanalında emilmeye hazırlayan fiziksel, kimyasal ve mekanik bir olaydır.
1.4.10. Emilim
Besin ögelerinin sindirim kanalında kana ve lenf sistemine geçmesidir.
1.5. Beslenme Bilimine Hizmet Eden Kurum ve Kuruluşlar
Beslenme bilimine hizmet eden kurum ve kuruluşları ulusal, uluslararası olmak üzere iki kısımda incelenebilir.
….