Bazı Antioksidan Maddeler
•BAZI ANTİOKSİDAN MADDELER
AMİNO ASİTLER
Papain
N – asetil Sistein(NAC)
Tyrosine
Sistein
5 – Hydroxytryptophan (5 – HTP)
Kreatin(muhtemelen Kreatin monohidrat formu)
SAMe(S-adenosil metiyonin):
•Vücutta doğal olarak üretilen ve çok önemli yaşamsal fonksiyonlarda rol oynayan önemli bir moleküldür.
•Kronik yorgunluk sendromu tedavisinde özellikle depresyon belirtilerinin eşlik ettiği yorgunluk sorununda yararlı sonuçlar alınır.
•Karaciğeri korur destekler, karaciğeri koruyucu olan glutatyon yapımını arttırır.
•Alzheimer hastalığı ve yaşın ilerlemesi sonucu gelişen beyin tahribiyetini engeller,bellek kaybını önler.
•Bel fıtığı, kıkırdak-eklem hassasiyeti sonucu oluşan bel ağrılarında, sırt ağrılarında belirgin düzelme sağlar.
•Depresyon ve strese bağlı içe dönüklük belirtilerini azaltır.
Katalaz(CAT): Hidrojen peroksidi suya indirger.Katalaz esas olarak peroksizomlarda daha az olarak sitozolde ve mikrozomal fraksiyonda bulunur.
Sitokrom oksidaz(COX): Mitokondriyal sitokrom oksidaz solunum zincirinin son enzimidir ve süperoksidi (O2-. ) detoksifiye eder.
Süperoksit dismutas(SOD): Hücreyi canlandırır ve serbest radikal olan süper oksiti nötralize eder.Yaş ilerledikçe SOD düzeyleri azalır ve serbest radikal oluşumu artar.SOD yardımıyla yaşlanmayı geciktirme tedavileri hakkında çalışmalar devam etmektedir. Hücrenin stoplazma ve mitokondrisini koruyan iki çeşit SOD vardır.Bağırsaklarda çözünen tablet formu da mevcuttur.
Süperoksit serbest radikalinin (O2-. ), hidrojen peroksit (H2O2) ve moleküler oksijene (O2) dönüşümünü katalizleyen antioksidan enzimdir.
Melatonin: Çok düsük veya çok yüksek seviyelerde bir ön – antioksidan özelliği gösterir. Melatonin antioksidan özelligini vücudun hem suda hem de yagda çözünebilen alanlarında gösterir. Melatonin, vücudun tüm fizyolojik bariyerlerine nüfuz edebilir ve bütün ön hücresel kompartimanlardan geçerek vücudun beyin dahil tüm organlarinda antioksidan olarak çalisir.
KAROTENOİTLER
Beta – karoten (A vitamini): Beta-karoten A vitamininin bir öncüsüdür ve ikisi de güçlü antioksidanlardır.Vitamin A, deri ve mukozaların sağlıklı gelişimi için önemlidir.Bağışıklık sistemini güçlendirir.Beta-karoten ve vitamin A, kansere sebep olan maddeleri yok eder.Kalp hastalığı ve felce karşı vücudu korur ve kolestrolü azaltır.Özellikle havuç, koyu yapraklı sebzeler, ıspanak, kayısı, domates bol miktarda karoten ihtiva eder.
Alfa-karoten: Potansiyel bir antioksidan olup Beta – karotenden % 38 daha fazla antioksidan özelligine sahiptir.
Likopen: Domates ve karpuzda bulunur.
Yağla birlikte daha kolay emilir.
Kalp krizi ve prostat kanseri riskini azaltır.
Ayrıca kalın bağırsak ve meme kanseri riskini
de azaltıcı etkisinin de olabileceği düşünülmektedir.
Lutein : Yaşlılığa bağlı cilt ve göz bozukluklarında çok önemli bir antioksidan olan Lutein, yaşlılıktaki körlük riskini azaltıyor. Ispanak, kıvırcık, kara lahana, pırasa, bezelye gibi sebzelerde bulunur, yaşlılığa yol açan serbest radikallere karşı önemli bir silahtır.
KİNONLAR
Koenzim Q-10: Vitamin E ye benzer bir antioksidandır.Hücrede enerji üretiminde önemli rol oynar.Bağışıklık sistemini uyarır, dolaşımı arttırır, kardiyovasküler sistemi güçlendirir.Yaşlanmayı geciktirici etkisi olduğu kabul edilir.
Nordihydroguaiaretic asit (NDGA)
Pyrroloquinoline Quinone (PQQ)
PİGMENTLER
Melanin: İçsel bir antioksidan olarak fonksiyon görür. Deride mevcut olup UV Radyasyon ile kışkırtılmış serbest radikalleri sakinlestirir. Işığa karsı koruyucu özelliğine sahiptir.
PROTEİNLER
Albumin:Albumin vücutta birçok fonksiyonuna ek olarak bakır iyonunu bağlama yeteneğine de sahiptir ve böylece bakır iyonuna bağlı lipid peroksidasyonunu ve hidroksil radikali oluşumunu inhibe eder. Albumin kandaki yağ asidlerini de taşır, ayrıca billurubin de albumine bağlanır. İn vivo(canlı içinde) ortamda billurubin, lipid peroksidasyonunda antioksidan olarak rol oynar. Muhtemelen in vivo ortamda billurubin, albumine bağlı yağ asitlerinin peroksidasyonunu önleyebilmektedir
Bilirubin:Süperoksit ve hidroksil radikali toplayıcısıdır.
Klorofil: Bilimsel araştırmalar ve popüler tıp, klorofilin iyileştirme ve antikanser özelliklerinin kanıtlarını üretmişlerdir. Örneğin, son zamanlarda yapılan çalışmalar klorofilin maddesinin, klorofilin suda çözünen bir formu, yeşil yapraklı sebzelerde bulunana benzer konsantrasyonda karaciğer kanserinin belirli formlarına karşı koruma sağladığını rapor etmişlerdir (Breinholt, 1995; Negishi, 1997; Hernaez, 1997; Park 1996).Veriler, ayrıca hemoglobinde bulunanla aynı hematin molekülünden oluşan yüksek klorofil içeriğine sahip besinlerin tüketilmesinin vücuttaki hemoglobin sentezini uyarabileceğini ileri sürmektedir (Hugues, 1936). Klorofilin topikal uygulaması enfeksiyonları önlemeye ve elimine etmeye yardımcı olduğu gösterilmiştir. (Goldberg, 1943; Grud”, 1940). Klorofilin topikal uygulamasının derinin ve mide ülserlerinin iyileşmesini desteklediği not edilmiştir (Gahan, 1943).
Lactoferrin
Chlorophyllin: . Chlorophyll in sodyum – bakir tuzudur.
VİTAMİNLER
Inositol: Serbest hidroksil radikallerini yakalar. Yağ asitleriyle birlikte, hücre membranlarının oluşumu için gerekli fosfolipidlerin şekillenmesini sağlar. Bazı zarla çevrili enzimlerin çalışmasına ve hücre zarlarının bazı maddeleri geçirmesine yardımcı olur.Sinir iletimini etkiler ve yağların vücut içinde taşınmasına yardımcı olur. Lesitinin oluşumunda, yağ ve kolesterolün yıkımı ve kullanılmasında önemlidir. Tahıl ürünleri, bira mayası ve baklagillerde bulunur.
Para amino benzoic asit(PABA) :Folik asitin temel bileşenlerindendir.Güneş yanığı ve cilt kanserine karşı korumada ve sağlıklı bağırsak florasının devamında yardımcıdır.mantar, ıspanak.böbrek, karaciğer, tüm hububatlarda bulunur.
Vitamin A
Vitamin B1: Diğer B grubu vitaminlerle birlikte vücudun, özellikle beyinin, enerji üretiminde gerekli bir vitamindir.Bu vitamin öncelikle şeker hastalığı,doku sertleşmesi, sinirsel hastalıklar önlenmesinde kullanılır ve yaşlı insanların zihinsel fonsiyonlarını sürdürebilmesine yardımcı olur
Vitamin B2
Vitamin B5
Vitamin B6
Vitamin E:
• Kanser, kalp-damar hastalıklarının önlenmesinde önemli bir antioksidandır.
• Dolaşımı düzenler.
• Doku tamiri için gereklidir.
• Cildi korur ve destekler, yara iyileşmesinde iz oluşumunu azaltır.
• Kan basıncını düşürür.LDL-kolestrolün damarsal zararlarını azaltır.HDL-kolestrolü arttırır.
• Bağışıklık sistemini destekler.
• Beta-karoten, selenyum ve çinko E vitaminin etkilerini güçlendirir.
• Vitamin E, süperoksit ve hidroksil radikallerini, singlet oksijeni, lipid peroksit radikallerini ve diğer radikalleri indirger.Zincir kırıcı antioksidan olarak bilinir. Lipid peroksidasyonu zincir reaksiyonu, vitamin E vasıtasıyla sonlandırılabilir.
Vitamin K : Bir antioksidandir. Karacigeri serbest radikal hasarlarindan korur (kasları korumaz)Linoleic asidin oksidasyonunu önlemede, E Vitamininin % 80 i kadar efektiftir.
İLAÇLAR
Aspirin: Kanı sulandırıp akışkanlığını artırmak için alınır. Kanın pıhtılaşmasını önler. Serbest radikallerin hücre zarındaki yağı oksitlenmesine ve böylece kanser oluşumuna engel olur.Kötü huylu (LDL) kolesterolün serbest radikaller vasıtasıyla oksitlenip damar çeperine çökerek sertliği (ateroskleroz) yapmasını engeller. Böylece yüksek tansiyon, kalp krizi, felç gibi hastalıklar önlenmiş olur. Bağışıklık ve savunma sistemini güçlendirir .
Bromocriptinein :Serbest hidroksil radikallerini yakalayici antioksidan etkisi vardir.
Hydergine :Güçlü bir antioksidan olup beyni ve karacigeri serbest radikallerin hasarindan korur.
Vinpocetine : E vitamininin antioksidan özellikleri ile kiyaslanabilir.
Centrophenoxinein: Beyni serbest radikallerin hasarindan koruyucu antioksidan etkisi vardir.
Doğadaki en zengin komple yüksek biyolojik değerde proteine sahiptir. Kendisine en yakın soya fasulyesinden yaklaşık 2 kat daha fazladır. Doğadaki en zengin B-12 vitaminine sahip besindir. En yakın takipçisi dana ciğerine göre 2-6 kat daha fazladır. B-12 kısaca yüksek enerji anlamına gelmektedir. Doğadaki en zengin organik demir oranına sahiptir. Ispanaktan 58 kat, dana ciğerinden 28 kat daha fazladır. Doğadaki en zengin antioksidant kaynağıdır.
Başlıca sahip olduğu antioksidantlar; vitaminler B-1 , B-5 ve B-6. Mineraller çinko , mangenezyum ve bakır. Amino asitler methionine ve superantioxidant beta-carotene,Vitamin E ve selenyum. Doğadaki en zengin E vitamini içeren besindir. Kendisine en yakın buğday filizinden 3 kat daha fazladır. Sentetik E vitaminine göre biyolojik aktivitesi %49 daha fazladır. Doğadaki en zengin Gamma Linolenic Asit (GLA) içeren besindir. En yakın Çuha Çiçeği yağından 3 kat daha yüksektir. Doğadaki en zengin klorofile sahiptir. Alfalfa ve buğday bitkisinden 5-30 kat daha fazladır.
Oksidatif stres
•Hücrede normal metabolik yollardaki enzimatik reaksiyonlarda enzimlerin aktif yerinde ara ürünler olarak devamlı şekilde serbest radikaller oluştuğunu biliyoruz. Bazen bu serbest radikal ara ürünler enzimlerin aktif yerinden sızmakta, moleküler oksijenle kazara etkileşerek serbest oksijen radikalleri oluşturmaktadırlar.
•Hücrede oluşan reaktif oksijen türleri (ROS), “antioksidan savunma sistemleri” veya kısaca “antioksidanlar” olarak bilinen mekanizmalarla ortadan kaldırılırlar.
•Ancak bazen hücresel savunma mekanizması vasıtasıyla ortadan kaldırılandan daha fazla reaktif oksijen türleri (ROS) oluşabilir. Organizmada hücresel savunma mekanizması vasıtasıyla ortadan kaldırılandan daha fazla reaktif oksijen türlerinin (ROS) meydana gelmesi oksidatif stres olarak tanımlanır.
•Ağır yemekler,
•Besinlerdeki katkı maddeleri,
•İlaç artıkları,
•Radyasyon ve güneş ışığının kendisi,
•Havadaki kimyasal maddeler,
•Egzoz ve baca dumanı,
•Karşılaştığımız bir çok kanserojen madde
•Stresli hayat şartları… bunlar vücudumuzun gücünü zayıflatır ve daha fazla antioksidan maddeye ihtiyaç duyarız.
Ancak yeterli ölçüde bu maddelerden bulamayız çünkü özellikle yüksek düzeyde işlenmiş ve içindeki birçok yararlı madde ayrılmış gıdalar diyetimizde çok önemli bir yer tutar. Sebzelerin doğal ortamında yetiştirilmiş olanlarına ulaşabilmek çok zordur.
Antioksidanların öneminin ve gerekliliğinin özü budur. Peki bu koşullarda yiyeceklerimizle yeterli ve çeşitli antioksidan almaz isek ne olur?
•Her tür kanser artar.
•Kalp hastalıkları artık 30’lu yaşlarda görülmeye başlar, yüksek tansiyon, beyin damar tıkanıklıkları gibi damar sertliğine bağlı hastalıklar artar.
•Sıkı kolesterol diyetleri yapmak zorunda kalırız. Çünkü kolesterolün damar üzerine olan kötü etkisi artmıştır.
•Beyin fonksiyonlarımız erken bozulur, erken bunama riskimiz artar.
•Kronik ve yıpratıcı hastalıkların görülme sıklığı artar.
•Cildimizdeki yaşlanma belirtileri çok belirgin olur.
•Enfeksiyonlara karşı direncimiz azalır.
•Tüm vücut sistemlerimizde bir kötüye gidiş kendini gösterir
•ve vücudumuz hızlı olarak yaşlanır.
Özellikle;
•kanser hastası olan kişilerin,
•ailesinde kanser bulunanların,
•kalp hastalarının,
•ailesinde kalp hastası bulunanların,
•yüksek kolesterolü ve tansiyon problemi
olanların,
•şeker hastalarının,
•beyin damar tıkanıklığı yaşayanların,
•ailesinde erken bunama bulunanların,
•kötü koşullarda çalışanların,
•sigara içenlerin,
•cildi ile problem yaşayanların,
•ya da bir türlü sağlıklı beslenemeyenlerin
hazır kapsül şekline getirilmiş antioksidan formülleri kullanması düşünülebilir. Ancak şunu göz önünde tutmak gerekiyor; antioksidan maddeler de diğer doğal besinler gibi ayrıştırılıp kapsül şeklinde sunulduğunda etkinlikleri azalıyor yani ne kadar az işlenirlerse o kadar yararlı oluyorlar
•ANTIOKSIDANLARIN FAYDALARI
Bağışıklık sistemi destekleri:
•Enchinacea
•Selenyum
•E vitamini
•Çinko
•B kompleks vitaminler(B1, B6, B12)
•C vitamini
•A vitamini
Yaşlanmayı geciktirici destekler:
•C vitamini
•E vitamini
•Beta-karoten
•Çinko
•Lipoik asit
•Koenzim Q-10
Kansere karşı destek protokolü:
•GLA(gamma linoleik asit)
•Beta-karoten
•Omega-3 yağ asitleri
•C vitamini
•E vitamini
•Koenzim Q-10
•Selenyum
…