0 – 1 Yaş Döneminde Beslenme
0-1 YAŞ DÖNEMİNDE BESLENME
AMAÇ :
0-1 yaş döneminde beslenme konusunda bilgi, tutum ve beceri kazandırmak.
0-1 yaş döneminde beslenmenin önemini kavrayabilmeli,
0-1 yaş beslenme ilkelerini söyleyebilmeli,
Anne sütünün yararlarını sayabilmeli,
Doğru emzirme tekniklerini gösterebilmeli,
Doğru emzirme tekniğini uygulayabilmeli,
Ek (tamamlayıcı) besinlere başlamanın önemini kavrayabilmeli,
Ek besinlere başlarken dikkat edilecek kuralları sayabilmeli,
Hangi aylarda hangi ek besinlerin verileceğini söyleyebilmelidir.
Bebeklerin yeterli ve dengeli beslenmeleri onları sağlıklı olması ile büyüme ve gelişmelerinin en önemli belirleyicisidir.
Çocuklar sürekli büyüyen bir organizmaya sahip oldukları için besin ihtiyaçları da zamanla farklılık gösterir.
İshaller ve enfeksiyon hastalıkları sıklıkla görülür.
Vitamin ve mineral eksikliklerinde zeka geriliği ve bilişsel işlev bozuklukları ortaya çıkar.
Bebeklerde uzun dönemde beslenme bozuklukları; ileriki yaşlarda kalp hastalıkları ,diabet ve kanser gibi hastalıkların oluşmasında da rol sahibidir.
Bebek, ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmelidir. Anne sütü, çocuğun ilk 6 ay içinde tüm besin öğeleri ihtiyacını karşılayarak istenilen büyüme ve gelişmeyi sağlar. Ancak, anne sütünde D vitamini yetersiz olduğu için D vitamini desteği verilmeli ve uygun saatlerde bebeğin güneş ışığından yararlanması sağlanmalıdır. Cam arkasından yapılan güneşlenme yarar sağlamaz. 6 aydan sonra gerek annenin süt salgısının gittikçe azalması, gerekse bebeğin ağırlık kazanarak büyümesi, bebeğin
gereksinimlerinin karşılanamamasına neden olur. Bu nedenle, ek(tamamlayıcı) besinlere 6. aydan sonra başlanmalı, anne sütü de verilmeye devam edilmeli ve emzirme 2 yaşına kadar sürdürülmelidir.
Ek besin, bebeğe anne sütüne ek olarak verilen besindir. Bu dönemde hangi besinlerin;
– Ne miktarda,
– Ne sıklıkla,
– Ne zaman
verileceği önemlidir.
Ek besinler, bebeğin bulunduğu aya ve sindirim sistemi özelliklerine göre düzenlenmelidir.
Anne sütü ve ek besinler, kesinlikle biberonla verilmemeli ve emzik kullanılmamalıdır. Çünkü;
– Emzirme, biberonla beslenmeden daha fazla emme gerektirir. Bu da bebeğin çenesinin gelişmesine ve güçlenmesine yardım eder.
– Bebeğe biberon verildiğinde, anne memesini de biberon emer gibi emmeye başlar.
Annenin sadece meme ucunu emdiği için meme ucu yaralarına sebep olur. Anne istekli emziremez Biberon, hijyenik değildir.
– Biberondan çene ve diş yapısını bozar.
– Ek besinlere geçerken kaşık kullanımını zorlaştırır. Bebek, her şeyi biberondan emilecek kıvamda ister ve çiğnemesi gelişmez.
– Bebek, biberon emerken daha fazla hava yuttuğu için sindirim problemi yaşar.
– Biberonların başlıkları yıprandıkça değiştirmek gerekir ve fazladan para harcanır.
Anne Sütü Çocuğun anne sütü ile beslenmesinin sayısız yararları vardır.
Bu yararları şöyle sıralanabilir;
Bebeğin vücut ve ruh sağlığı için en uygun besindir.
Her zaman taze ve mikropsuzdur.
Daima hazırdır, ekonomiktir.
Bağışıklık öğelerini içerir ve hastalıklardan korur.
Hormonlar ve büyüme etmenleri içerir.
Çene ve diş gelişiminde rolü vardır.
Anne sütü alan bebeklerde enfeksiyonlar daha az görülür
Çocukluk ve yetişkinlik çağında görülen bazı kronik hastalıkların oluşma riskini azaltır .
Anne sütü, bebeğin ilk aşısıdır .
Anne sütü, aşıların etkinliğini artırır.
Alerjiye karşı koruyucudur.
Anne sütü, bebek için doğal sakinleştiricidir.
Emzirilen bebekler, anneleriyle yakın ten temasında oldukları için güven duyguları gelişmiştir.
Emzirme, anne ile bebek arasındaki duygusal bağı güçlendirir.
Anne sütü, bebeğin ruhsal, bedensel ve zekâ gelişimine yardımcı olur.
İLK 6 AY SADECE ANNE SÜTÜ
Yeni doğan bebek için en ideal besin anne sütüdür.
Çocuklar, 2 yaşına kadar emzirilmelidir.
Anne sütü bebeğin tüm besin ihtiyacını ilk 6 ay tamamen karşılar.
Bu süre içinde başka ek besine ihtiyaç yoktur.
Altıncı aydan sonra, anne sütü alan bebeklere ek gıdalar başlanmalıdır.
Anne sütü ile beslenmede annenin bilmesi gereken en önemli nokta, bebeğini memeye nasıl yerleştirdiğidir.
Anne, dik oturmalı ve hangi koluyla emzirecekse o kolunu dirsekten bükmelidir. Bebeğin başını kolunun iç kısmına gelecek şekilde yerleştirmeli, eliyle
bebeğin vücudunu koltuk altından kavramalıdır. Bebeğin vücudu anneye yakın, yüzü memeye dönük olmalı ve anne bebekle göz teması içinde olmalıdır.
Annenin eli, baş parmağı üstte diğer dört parmağı aşağıda olacak şekilde bebeğe vereceği memeyi kavramalıdır.
Anne, eliyle kavradığı memeyi bebeğe vermeden önce bebeğin ağzını iyice açmasını sağlamak için meme ucunu bebeğin dudaklarına sürerek arama refleksini harekete geçirmeli, bebek ağzını açınca sadece meme ucunu değil kahverengi kısmı da içine alacak şekilde bebeğin ağzına vermelidir.
Annenin meme ucunun çökük veya küçük olmasının emzirme üzerine olumsuz
bir etkisi yoktur.
Memeye iyi yerleşmiş bebekte; çene, memeye dokunacak şekilde; alt dudak, dışa dönük; dil önde, memeyi kavramış şekilde; ağız, genişçe açılmış olmalıdır.
Doğru Emzirme Tekniği
Anne ile bebek birbirine yakın,
Bebeğin çenesi annenin memesine değiyor,
Bebeğin ağzı büyük açılmış, dudağı dışa dönük,
Bebek, sadece meme ucunu değil kahverengi kısmı da içine alacak şekilde emiyor.
Anne ile bebek birbirinden uzakta,
Bebeğin çenesi annenin memesine değmiyor,
Bebeğin ağzı küçük açılmış, dudağı dışa dönük değil,
Bebek, sadece annenin memesinin ucunu emiyor.
Bebek her istediğinde emzirilmelidir. Bebek, her istedikçe sık sık emzirilirse, memenin tamamı boşaltılırsa süt gittikçe artar ve bebeği 6 ay sadece anne sütü ile beslemeye yetecek duruma gelir. Bebek, bir gün içerisinde (24 saat) ortalama 10-12 kez emzirilmelidir.Bu dönemde bebekler, hızlı bir büyüme ve gelişme sağladıkları için daha fazla besine ihtiyaç duyar. Emzirme sırasında anne memesinde kalma süresi en az 5 dakika olup bebek memeyi bırakana (meme boşalana) kadar (20 dakika) devam edilmelidir.
Her beslenme sonunda bebeğin gazının çıkarılması gerekir. Gazını çıkarmak için bebeğin karnı annenin omzuna yaslanır ve sırtına hafifçe vurulur. Gaz çıkarma sırasında bebeğin ağzından süt veya ağız suyu gelebilir, bu temiz bir bezle silinmelidir.
Bebeğinizin yumuşak dışkısını merak etmeyin. Anne sütü alan bebeğin dışkısının yumuşak, sarı renkte olması normaldir
Emzirme döneminde bir meme tamamen boşalana kadar emzirilmezse: Bebek, memeyi emmeye başladığında ön süt dediğimiz şekerli ve sulu süt gelir. Bebek, sütün bu özelliği ile susuzluğunu ve ilk açlığını giderir. Bebek, emmeye devam ettikçe son süt dediğimiz proteinden ve yağdan zengin süt gelir. Her memenin düzenli olarak boşalması sağlanmalıdır.
Memelerin çok gergin ve dolgun olması: Ilık bir duş almak iyi gelebilir. Mümkünse bebeği sık aralıklarla emzirerek memenin boşalması sağlanmalı ya da elle veya pompa ile memelerden bir miktar süt sağmak gerekir. Memeler daha hassaslaşır, kızarırsa ve ateş olursa: Meme iltihabı olmuş olabilir, hekime baş vurulmalıdır. Memelerin boşaltılması ve antibiyotik tedavisi gereklidir.
Geniş ağızlı temiz bir fincan, bardak veya kavanoz seçilir. Seçilen kap yıkandıktan sonra kaynatılır.
Sağma işlemine geçmeden önce eller iyice yıkanır.
Rahat bir yere oturduktan sonra memenin kahverengi kısmı üzerine, baş ve diğer parmaklar yavaşça içe, göğüs kafesine doğru ve ardından birbirine doğru bastırılır.
Bastırma işlemi el, göğüs duvarından uzaklaştırılırken devam ettirilir. İşlem tekrarlandıkça süt akmaya başlar. Sağılan süt; Buzdolabında 24-36 saat, Buzlukta (-7 ile –2 ºC arasında) 3 hafta, Derin dondurucuda (-18 ºC’nin altında) 6 aya kadar saklanabilir.
Anne sütü, bebek için ilk doğal besindir. İlk 6 aya kadar sadece anne sütü verilmelidir. Bu sürede su dahi verilmemelidir. 6. aydan sonra anne sütünün yanında uygun zaman ve miktarda ek besinlere başlanmalıdır. Emzirme iki yaşına kadar sürdürülmelidir.
Bebeğin 6.
aydan önce ek besinlere gereksinimi yoktur. Ek besinler, anne sütünün yerini
alacağından, bebek annesini daha az emer, süt üretimi azalır .
İlk aylarda bebeğin sindirim sistemi tam gelişmediğinden ek besinleri sindiremez. İshal veya kabızlık oluşabilir.
Ek besinler, anne sütü kadar temiz değildir.
Bebek, anne sütünden aldığı korucu maddeleri, ek besinlerden alamayacağı için bağışıklık sistemi etkilenir. Hastalıklara yakalanma riski artar.
Şişmanlığa neden olur.
Bebeğin gereksinimi olan enerji ve besin öğeleri karşılanamaz.
Bebeğin büyümesi yavaşlar ya da tamamen durur.
Bebek, gerekli besin öğelerini alamadığından kansızlık, gelişme geriliği, vitamin yetersizliği hastalıkları, zihinsel gelişim geriliği gibi bazı sorunlar görülebilir.
Bebeğe verilecek ek besinler;
– Enerji ve besin öğeleri yönünden zengin,
– Temiz ve güvenli olmalıdır.
Aile için hazırlanan besinlerden kolayca hazırlanabilmelidir.
Ek besinlere başlandığında da bebek sık sık emzirilmelidir.
Bebeklere ek besinlere başlandığı andan itibaren su verilmelidir.
Bebek 6-7 aylık iken günde ortalama 3 kez, 12 aylık olunca günde ortalama 5 kez ek besin almalıdır.
Yeni besinlere geçerken bir günde birden fazla yeni besine başlanmamalıdır.
Yeni verilen besin, bebek açken verilmelidir.
Her yeni denenecek besinin miktarı; önce bir kaç tatlı kaşığı olmalı, daha sonra miktar giderek artırılmalı ve çeşitlendirilmelidir.
Ek besinler bebeğe kaşık, fincan ya da bardakla verilmelidir. Bebeği beslerken biberon kullanılmamalıdır.
Eğer hazırlanan ek besin buzdolabında saklanamıyorsa hazırlandıktan sonra en fazla 2 saat içerisinde tüketilmelidir.
Lezzeti beğenilmeyen besinler, birkaç gün beklenip tekrar denenmelidir.
Günlük toplam verilen besin miktarı çocuğun enerjisini ve besin öğelerini sağlamalıdır.
Bebeğe verilecek besinlerin temizlik ve sağlık koşullarına uygun olarak hazırlanması
gerekir.
Bebeğe verilecek besinler doğal taze ürünler kullanılarak hazırlanmalıdır. Konserve,
tüketime hazır besinler verilmemelidir.
Çay, kolalı içecekler, hazır çorbalar bebeklere verilmemelidir.
Yemek suyu ve et suyu tek başına ek besin değildir.
Besinler uzun süre pişirilmemeli, pişirilmiş besinin suyu dökülmemeli, kavrulmamalı, kızartılmamalı, acılı baharatlı ve tuzlu olmamalıdır.
Bebeklerin besinlerine, 12. aya kadar şeker ve tuz eklenmemelidir.
Beş aşamada ele alınabilir.
Bebeğin beslenmesi ek zaman ve dikkat gerektirir.
Sabırlı davranılmalı, bebek cesaretlendirilmeli, yerken denetlenmeli ve izlenmelidir.
Bebeği kaşığa alıştırma amaçlanır. Bebek, dilini kullanarak kaşıkla verilen besini ağzının arkasına iterek yutmayı 6-7. aylarda öğrenir. Bu dönemde sıvı besinler yumuşak ezme kıvamında verilebilir. Yoğurt, sebze ve meyve püreleri, pirinç, patates, tahıl ve inek sütü eklenmiş çorbalar uygun besinlerdir.
Çocuk kaşığa alışmıştır ,yeni lezzet ve yapıda besinler öğünlere eklenmelidir.
Bu dönemde;
– yoğurtlu sebze püreleri
– meyveli yoğurt
– tavuklu sebze
– etli sebze
– tarhana çorbası
– yoğurt çorbasıdır .
Tamamlayıcı besinlere başladıktan 1-2 hafta sonra günlük 2 veya 3 öğün verilebilir.
Bebek çiğnemeyi öğrenmiştir. 8-9. ayda motor gelişim, dişlerin çıkması, bebeğin ufak besin parçalarını eline alması, ağzına götürmesi, çiğnemesi gelişir. Bu aşamada
bebeğe gözetim altında ekmek, meyve, köfte vb. verilerek cesaretlendirilmelidir.Ara öğünlerde ekmek içi ufalanmış yoğurt, meyve ezmeleri, meyve suları verilebilir. Anne sütü alamayan bebeklere bu aşamada beş öğün verilir.
Bebek kendi kendine yemeye başlamalı, aile bireyleri tarafından da yeme işlemi desteklenmelidir. 9-12. ayda parçalanmış, ezilmiş besinler, parçalanmış etler kullanılır. Sebze ve meyveler, patates, peynir, yumuşak et küp parçalar hâlinde
verilir. Yemekler, az yağlı hazırlanmalı ve zeytinyağı kullanılmalıdır. Üç ana, iki ara öğün verilmelidir.
Bir yaşına gelen çocuk, aile ile aynı yemekleri yiyebilir. Özel olarak yemek hazırlanmasına gerek yoktur. Ancak baharatsız, az tuzlu, az yağlı yemekler verilmelidir.
0-1 yaş grubu bebeklerde yeterli ve dengeli beslenme önemlidir. Bebek ilk 6 ayda sadece anne sütü ile beslenmelidir. 6 aydan sonra emzirme sürdürülürken uygun ek besinlere başlanmalı ve emzirmeye 2 yaşına kadar devam edilmelidir. Ek besinlere başlarken dikkat edilmesi gereken kurallara uyulmalıdır.
Çocuğun yeterli ve dengeli beslendiğinin en iyi göstergesi büyümesinin izlenmesidir.
…