Ülkemizde irili ufaklı 2000’e yakın işletme faaliyette,
Eylül ve Şubat ayları arasında yapılan zeytinyağı üretimi, geleneksel olarak zeytinlerin pres makinalarında sıkıştırılması ya da kontinü santrifüjleme sistemleri ile gerçekleştirilmektedir.
Her iki yöntem sonucunda da katı(prina) ve sıvı(karasu) olmak üzere iki tip atık oluşmaktadır.
Zeytin karasuyu polifenol ve çeşitli toksik kimyasal maddeler içermenin yanı sıra 50.000-220.000 mg/l gibi çok yüksek kimyasal oksijen ihtiyacı(KOI) değerlerine sahiptir.
Zeytinyağı üretiminde genellikle 2 fazlı kontinü santrifüjleme sistemi ve 3 fazlı kontinü santrifüjleme sistemi kullanılmaktadır.
3 fazlı kontinü santrifüjleme sisteminde; çok miktarda su kullanımı ve buna bağlı olarak yüksek miktarda atıksu olarak karasu oluşmakta, yüksek enerjiye ihtiyaç duyulmaktadır.
2 fazlı kontinü santrifüjleme sisteminde ise; su kullanımı azalmakta ve buna bağlı olarak atık olarak sulu prina meydana gelmekte, daha az enerjiye ihtiyaç duyulmaktadır.
Yağın polifenol içeriğinin daha yüksek olmasından dolayı daha yüksek kalitede yağ elde edilmektedir.
1 m3 karasuyun meydana getirdiği organik kirlilik yük evsel kirliliğin yaklaşık 300 misline eşdeğerdir.
Ülkemizde yaklaşık %80 oranında 3 fazlı kontinu sistemler kullanılmakta olup, üretim sezonunda yüksek miktarlarda karasu meydana gelmektedir. Dolayısıyla zeytin üretiminin yoğun olduğu havzalarda alıcı ortamlar önemli kirlilik tehtidi altında kalmaktadır.
Diğer taraftan Zeytinyağı üretimi sonucu oluşan karasuyun karakteristik özelliği nedeniyle yüksek miktarda organik madde içermesinden dolayı, bu atıksuların arıtılmasında teknik ve ekonomik zorluklarla karşılaşılmaktadır.
Bu doğrultuda zeytin yağı üretimi sonucunda meydana gelen karasuyun ve sulu prinanın bertarafı ile ilgili olarak;
3 fazlı kontinü sistem yerine 2 fazlı kontinü sistemlere bir an önce geçilmelidir.
2 fazlı sistemde meydana gelen sulu prinanın kurulacak entegre prina geri kazanım tesislerinde prinanın içindeki yağın geri kazanılması, daha sonra çekirdek ve et kısmının ayrılarak, çekirdek kısmının yakıt olarak kullanılması ve et kısmının ise hayvan yemi olarak değerlendirilerek kullanılması mümkün olabilmektedir.
Yine 2 fazlı kontinü santrifüjleme sistemlerde meydana gelen prinanın kurulacak prına kompostlastırma tesislerinde işlenerek oluşacak kompostun öncelikle zeytin ağacı tarlalarında kullanılması mümkün olabilmektedir.
İşletmelerde meydana gelen prinayı kompostlaştırma ve prina geri kazanım tesislerine getirmesi ekonomik olarak mümkün olmayan işletmeler ise kendi işletmesinde 1 Eylül 2009 tarihine B.18.0.ÇYG.0.01.00.01/119/14552 sayılı Bakanlığımız yazısında belirtilen Lagünlerde Zeytin Karasuyunun ve sulu prinanın biriktirmeleri ve açık sistem kompostlaştırma ile tarım arazilerinde kullanılması mümkün olabilmektedir.
B) 3 fazlı kontinü sistemine devam edenler için meydana gelen karasuyun, 1 Eylül 2009 tarihli ve B.18.0.ÇYG.0.01.00.01/119/14552 sayılı Bakanlığımız yazısında belirtilen Lagünlerde Kriterlerine uygun olarak biriktirilmesi ve biriktirilen söz konusu karasuyun Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği Tablo 5.5 deki standartları sağladıktan sonra alıcı ortama deşarj edilmelidir. Tablo 5.5 deki standartların sağlanması için;
Fiziko – Kimyasal Arıtma+ Aerobik ve Anaerobik Prosesler + kum filtreleri+ nano fialtrasyon veya ters ozmoz
Sistemlerinin entegre bir şekilde kullanılması gerekmektedir.
Ayrıca; 01 Nisan 2005 tarihinde yürürlüğe girecek olan ve 13 Ocak 2005 tarih ve 75758 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Isınmadan Kaynaklanan Hava Kirliğinin Kontrolü Yönetmeliği’de ise yanma ısıl gücü 1000 kW dan küçük ve ısınma amaçlı kullanılan yakma tesislerinde pirina kullanılmasına ilişkin getirilen düzenleme ve sınır değerlere uyulması gerekmektedir.
Bu bağlamda; zeytinyağı üretimi yapan işletmelerden kaynaklanan prina ve karasuyun bertaraf edilmesi için 1 Kasım 2011 tarihine kadar gerekli önlemlerin münferiden veya müştereken alınması, alıcı ortama verilmesi durumunda Çevre Kanunu’nun ilgili maddeleri kapsamında gerekli cezai müeyyideler uygulanacaktır.