Site icon Foodelphi.com

Midyelerde Ağır Metal Birikimi

www.foodelphi.com

www.foodelphi.com

MİDYE NEDİR?

Familyası : Midyegiller
Yaşadığı yerler : Çoğu denizlerde azı tatlı sularda koloni halinde yaşarlar.
Özellikleri : Vücudu kireçli maddeden yapılmış 2 eşit kabukla örtülüdür.Çoğu zemin hayvanıdır.Solungaç solunumu yaparlar.4 mm iler 60 cm arasında boyları vardır.
Ömrü : Deniz midyeleri 12-14 yıl,dere midyesi 20-30 yıl kadar yaşar.
Çeşitleri : Yaşayan 11.000 türü bilinmektedir
Birbirine eşit oval ve uzun iki kabuğu sayesinde diğer deniz ürünlerinden kolayca ayrılabilen,çoğu denizlerde kayalara,rıhtım direklerine,gemi diplerine yapışık olarak yaşayan midyeler yumuşakçaların yassı solucanlar takımındandır.Yaşadıkları suyun içindeki partiküllerle beslendikleri için suyu filtre etmiş olurlar ve sudaki nitrat seviyesinin yükselmesini de kısmen önlerler.Yaşadıkları suyun kirliliğine göre zehirli bir gıda ürünü haline de dönüşebilirler.Ayrıca ilgi çekici bir özellikleri de,bünyelerinde bulundurdukları sedef sayesinde zararlı maddelerden kendilerini korumak için onu inciye dönüştürmeleridir.

MİDYENİN İÇ YAPISI VE BESLENMESİ

1. Ayak
2. Sinir sistemi
3. Ağız
4. Kaslar
5. Sinir Sistemi
6. Mide
7. Kalp
8. Böbrekler
9. Kaslar
10. Su (besin) çıkışı
11. Su (besin) girişi
12. Dış kabuk
13. Solungaç
14. Yumuşak doku
15. Yumurtalık
16. Barsak
17. Karaciğer

Midyeler solungaçlarını kullanıp suyu filtre ederek beslenirler.Suyun tamamını bağırsaklarıyla süzerler.Bu süzülen sudaki 2-100µm boyutlarında olan organik ve inorganik maddeleri bünyesine katarlar.Kabuklarının arasında yassı levha biçiminde iki çift solungaçları bulunur.Midyenin bir kısmı kayalara tutunarak dururken diğer kısmı kendilerini çoğunlukla kumlu tabana gömer ve sifonlarını taban yüzeyinin üstüne uzatırlar.
Vücudunun gerisinde biri su girişi diğeri su çıkışına yarayan ve karın ve sırt sifonları adlarını alan iki delik bulunur.İşte su,giriş sifonundan girer ve arkadan öne doğru üzerinde titrek tüyler bulunan solungaçlardan geçerek hareket eder.Su içerisindeki besin maddeleri ağız kısmından geçerken yakalanır.Midyeler biyolojik olarak suyun filtrelenerek temizlenmesinde önemli rol alan organizmalardır ve filtrasyon hızları midyenin büyüklüğü,partikülün büyüklüğü,partikülün yoğunluğu,partikülün türü,suyun sıcaklığı ve suyun akıntısından etkilenmektedir.

MİDYELERİN YAŞAM ALANLARI

Kentleşmenin başlamasıyla birlikte endüstri gelişmiş,nüfus artmış ve buna paralel olarak çevre kirliliği boy göstermiştir.Bu kirlilik en çok midyelerin de yaşam alanı olan sularda görülmektedir.Bunun sebebi ise suyun endüstriyel atıklar ve kullanılmış sular için en ideal uzaklaştırma bölgesi olmasıdır.
Midyeler genellikle beslenmeleri sebebiyle küçük kurtçukların bol olduğu yerleri tercih ederler.Bu yerler ise deniz kirliliğinin yoğun olduğu bölgelerdir.Kirliliğin sebebi de lağım sularıdır.Midyeler bu tip mikroplu sularda yaşayabildiği gibi demir ve bakırın yoğun olarak bulunduğu suları da severler ve bu sular da genellikle endüstriyel atıkların karıştığı sulardır.Böyle bir ortamda yaşamını sürdüren bir midyede de ağır metal birikimi kaçınılmaz bir sonuçtur.

MİDYELERİN BİRİKTİRDİĞİ AĞIR METALLER

Sularda kirliliği yansıtan biyolojik indikatörlerin başında midyeler gelmektedir.Denizlerde bol miktarda bulunan ve metalleri yoğun bir şekilde biriktirip bünyelerinde tutan midyelerin ağır metal birikimleri üzerine birçok araştırma yapılmıştır.Midyelerdeki kurşun,kadmiyum,bakır ve düzeyleri Stahr tarafından bildirilen atomik absorbsiyon spektrofotometresi esasına dayanan bir yönteme göre yapılır.Arsenik miktarının belirlenmesi ise George ve ark. İle Kaya ve Yavuz tarafından bildirilen Gümüşdietilditiyokarbonat esasına dayanan spektrofotometrik yöntem ile yapılır.
Yapılan birçok araştırma sonucunda M.galloprovincialis türü midyelerde solungaç ve sindirim bezlerindeki Fe,Cu,Zn ve Pb metallerinin birikimi aylara ve midye büyüklüklerine göre Fe>Zn>Pb>Cu sırasıyla bir azalma olduğu kaydedilmiştir ve bazı bölgelerde metal birikimi normal seviyede çıkarken bazı bölgelerde normalin üstünde çıkmıştır.

AĞIR METALLERİN ORGANİZMALAR ÜZERİNE ETKİSİ

Ağır metaller denizlerde iz halinde bulunmalarına rağmen içinde bulunduğu organizmanın metal seviyesinin normalin üzerine çıkmasına sebep olmaktadır.Bir metal bir biyolojik sisteme girdiği zaman, o canlının tüm dinamik yaşam proseslerine zarar verme kapasitesine sahiptir.Sucul ortamdaki derişimi artan ağır metaller suda yaşayan organizmalar tarafından alınarak besin zinciri aracılığıyla üst trofik düzeylere taşınmaktadır.Bu metallerin çok düşük seviyesi bile deniz canlıları ve onları tüketenler için ciddi toksik etki yaratmaktadır.İnsanlarda paresteziden çizgili adele paralizilerine kadar varabilen nörolojik semptomlara yol açan bu toksikler,deniz kabuklularını öldürmemekle birlikte,dokularında birikir.Bunları yiyen balıklar, deniz kuşları ise ölürler.En yaygın olarak görülen etki ise;midye gibi ağır metal birikimi olan deniz ürünlerini tüketen insanların karşı karşıya kaldıkları gıda zehirlenmeleridir.

MİDYENİN ZARARLARININ CİDDİYETİ

Ağır metallerin kullanım alanı arttıkça denizlerdeki yoğunlukları ve midyelerdeki zehir etkileri de artmaktadır.Ortalama 7-8 cm boyundaki bir midyenin saatte 10-15 L suyu süzebildiğini düşünürsek tüketildiği anda ortaya çıkabilecek zararların ciddiyetini daha iyi anlayabiliriz.Midyeler yenmesi durumunda tehlike arz edebilecek ve insan vücuduna ciddi zararları olabilecek canlılardır.Özel çiftliklerde yetiştirilen midyeler için Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın belirlediği,kabul edilebilir bir zehir oranı mevcuttur.Fakat dışarıdan satın alıp yediğimiz o midyeler direk olarak denizden toplandığı için herhangi bir kontrol mevcut değildir ve yenmesi daha çok tehlike arz eder.Kısacası bence tüketilmemelidir.Lakin,her halukarda yerim ben,’atın ölümü arpadan olsun’ diyorsanız…Afiyet Olsun!..

Exit mobile version